Dinleme cihazları, eskiden televizyonlarda izlediğimiz dizi ve filmlerdeki karakterlerin kullandığı, haberlerde operasyonlarda kullanıldığını duyduğumuz, bizlere oldukça ilginç, ulaşılmaz ve tehlikeli gelen bir tür tuhaf araçlardı. Bizlere göre bu tür cihazları sadece devlet adamları, varlıklı insanlar ve mafya diye tabir edeceğimiz tehlikeli kişiler kullanabilirdi. Gerek kötü amaçlar gerekse bir olayın iç yüzünü ortaya çıkarmak için kullanılan cihazlardı. Toplumca yaygın olan görüş buydu.

İnsanlık tarihi boyunca hayvanlar ile insanlar iç içe olmuştur. İlkel çağlarda insan-hayvan ilişkisinin daha çok insanın ihtiyaçlarından doğduğunu söylersek yanlış olmaz.  Karnı aç olan, üşüyen, giyinme ihtiyacı hisseden insan, hayvanlardan faydalanmaya başladı. Daha sonra bu ilişkinin boyutu değişti...

Günümüz şartlarında hepimiz çok yoğun hayatlara sahibiz. Ulaşmamız gereken yerler, yetiştirmemiz gereken işler ve daha birçok sorumluluklarımız var. Gün içerisinde yeterince meşgulken; evimize geldiğimizde genellikle yemek yemek, dinlenmek ve müzik dinlemek gibi isteklerimizin olması son derece doğaldır, ama evimizde evcil hayvan besliyorsak sorumluluklarımız da eve gelmekle bitmiyor. Evdeki dostlarımıza karşı yerine getirmemiz gereken görevlerimiz bizi bekliyor. Bu kadar çok sorumluluk karşısında tükenmişlik sendromu yaşamamak işten bile değil. Peki bu sorunlar karşısında neler yapabiliriz?